MHP Kümelenmesi Başkan Yardımcısı Muhammed Levent Bülbül, Türkiye’nin tüm terör örgütleriyle kesintisiz mücadele içinde olduğunu, ABD’nin ise tüm bu örgütlerin hamisi konumuna geldiğini söyledi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Heyeti’nde gündemde olmayan konuşmaların ardından küme başkan yardımcıları söz aldı.
İYİ Parti Küme Başkan Yardımcısı Musavat Dervişoğlu, AK Parti hükümetindeki yanlışlığın, beceriksizliğin, tedbirsizliğin ve ihmalin bedelini milletin ödediğini savunarak, depremin verdiği tüm zararların tazmin edilmesi gerektiğini söyledi.
Afet bölgesindeki yaraları sarmanın ve şehirleri yeniden inşa etmenin yeterli olmayacağına işaret eden Dervişoğlu, “Devlet sadece vatandaşın zararını tazmin eden bir sigorta şirketi gibi hareket edemez. Devlet örgütsel bir sorumlulukla hareket etmelidir. tehdit ve tehlikeyi önceden gören, gerekli tedbirleri alan, planlayan ve uygulayan. Bunun için yaralarımızı sararken, milli iradenin tecellisiyle bir an önce ciddi bir devlet yönetimi oluşturacağız.” söz konusu.
“Bu ziyareti şiddetle kınıyoruz”
MHP Küme Başkan Yardımcısı Muhammed Levent Bülbül, ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley’in Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütü PYD-PKK’yı ziyaret ettiğini hatırlattı.
Ziyaretin DEAŞ terör örgütüyle mücadele bahanesiyle yapıldığını belirten Bülbül, “Türkiye PKK-PYD/YPG, DHKP-C, DEAŞ ve FETÖ başta olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı kesintisiz bir mücadele içindeyken, Birleşmiş Devletler ne yazık ki bütün bu örgütlerin hamisi olmuştur.Terör örgütlerine yapılan bu ziyareti şiddetle kınıyoruz.” dedi.
Irak Türkmen Cephesi eski güvenlik şefi Ahmet Tahir’in Kerkük’te suikasta kurban gittiğini hatırlatan Bülbül, “Terör saldırısında şehit olan Ahmet Tahir’e Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Irak Türkleri Bu menfur saldırıyı şiddetle kınıyor, Irak makamlarının olayı etraflıca soruşturmasını, aydınlatmasını ve hesabını vermesini bekliyoruz.” ifadesini kullandı.
HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, Afet İmar Fonu Kurulması Hakkında Kanun ile Kamu Finansmanı ve Borç Yönetimi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini eleştirdi.
Teklifle Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde fon kurulacağına işaret eden Oluç, 1999 depreminden sonra yürürlüğe giren Özel İrtibat Vergisi gibi bir uygulamanın gündeme getirileceğini öne sürdü. Oluç, “Bir kez daha halktan toplanan kaynaklar nasıl bilinmezliğe feda edilebilir ve bunun alt yapısı hazırlanıyor. 1999-2023 yılları arasında toplanan deprem vergisi 40 milyar dolar civarında. 40 milyar dolarla Türkiye’de. Yıkık, hasarlı, riskli binaların güçlendirilmesi veya yeniden yapılması açısından, kentsel dönüşüm açısından çok ciddi bir mesafe kaydedilebilirdi.” değerlendirmesini yaptı.
“Kızılay Başkanım, o koltuğu ne kadar işgal edeceksiniz?”
CHP Küme Başkan Yardımcısı Engin Altay, depremin felakete dönüşmesinin hükümetin ihmali olduğunu savundu.
Depremin 11 ili etkilediğini hatırlatan Altay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“1999 depreminde 6. saatte kahraman ordumuz ve madenciler oradaydı. 2. günün akşamı kısmen buraya geldiler. Sanırım bu gecikmeden binlerce insan kurtarılamadı. Yani, zamanında gitselerdi şu an hayatını kaybeden 10 bine yakın insan şu an yaşıyor Ortada bir kusur ihmal var mı Sayın Erdoğan’ın dediği gibi var Yasak olsun zehir olsun 12 ayrı firmadan ayrı ayrı huzur hakkı alan Kızılay Önderi, sen o koltuğa ne kadar oturacaksın Yazıklar olsun, Meclis bunu daha ne kadar seyredecek?”
AK Parti Grubu adına konuşan Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can, ilgili kurumların en kısa sürede deprem bölgesine gittiğini belirterek, “Türk Silahlı Kuvvetleri, madencilerden oluşan arama kurtarma ekipleri, AFAD, Kızılay, bölgeye gitti. ellerinden geldiği kadar olay mahalline.O gün bir tek depremle ilgilenilmedi.Bir de hava muhalefeti vardı.Biz milletvekilleri olarak bir an önce yere inmek için yola çıktık.Bunlar bahane değil, bunlar mazeret değil tabi ki eksikliklerimizi değerlendireceğiz, eksikliklerimizden ders çıkaracağız ama ‘Devlet yok’ demek yanlış olmaz” sözlerini kullandı.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayan grup milletvekilleri, kadının toplumdaki yeri ve değerine dikkat çekti.
